Okan Bayülgen’in malum konudan cezası 2 hafta program yapmak yerine belgesel yayınlamak oldu. Zaten herkesin belgesel izlediği ülkede nasıl olur da belgesel ceza olur?!..
Ancak ne belgeseller; anlatılmaz yaşanır türünden…hani ceza denebilir yani.
Dün özellikle sonunu bekledim yapım yılına bakmak için, 1999 idi. Yani bir 12-13 yıl geçmiş, tedavülden kalkmalısından; görüntüler deseniz yaratıcılıktan bu kadar uzak, bu kadar çekim hatası dolu, estetikten yoksun, teknolojik açıdan uzakta olur.
Belgeselin tanımını gerçeğin yaratıcı biçimde yansıtılması şeklinde öğrendik ama bu belgeseller yaratıcılıktan yoksun, amaçsız, derdi olmayan görüntü birleşkelerinden ibaret.
Geçen hafta Bayülgen’in dediği gibi TV8’in çatısından geçen kuşları dslr makinelerle çekseler harika deneysel malzemeler çıkabilir.
RTÜK, acil bir dünyaya göz atmalı. RTÜK üyeleri derhal televizyonlarını açıp ellerine kumandaları alıp Discovery Science, Nat Geo v.b. gibi kanallarda yayınlanan gerçek belgesellere bir göz atsın. Bıraktım burnumuzun dibinde İz TV var, hiç olmadı oradan satın alınsın.
Belgesel sinemanın kurucusu Joris Ivens’in filmlerini bulup izlemelerini tavsiye ederim.
Aklıma şu an, izlediğim en iyi deneysel belgeseller olan QUATSI üçlemesi geliyor. Klasik anlatımdan uzak enteresan üçlemedir, mutlaka izlenmelidir.
Yeni dönemlerden İnside Job ya da öncesinde Thomas Moore belgeselleri, ortak noktaları hep dertlerinin sağlam, risk alır, cesur ve yaratıcı olmaları; temel eksiğimiz bu.
Bakış açılarına bir reset atmalı…
RTÜK’e kitap tavsiyesi;
Tehlikeli Yaşamak : Belgesel Sinemanın Kurucusu Joris Ivens
Arka Kapak’tan
"Sinemada zaman normalinden daha hızlı akar. İnsanlar bunu hep unuturlar... Her sorunu çözümlersiniz, ses, müzik, metin ve sahne tamamdır. Bu dört sütundan oluşan yapınızın elemanları öne geçmek için ya da diğerlerine göre daha fazla öneme sahip olmak için birbirleriyle çatışmamalıdırlar. Eğer biri, diğerlerine göre önceliği ele geçirmişse bu kez de yönetmen bunun nedenini açıklamalıdır. "Şimdi müzik daha ön plana geçti, görüntü biraz arkada kaldı ama bunun farkındayım çünkü görüntüler zaten yeterince ritmik." Ya da, "şimdi müzik susup sessiz kalmalı çünkü gerçek hayattan aldığımız ses bu sahnede çok daha etkileyici. Ve sonra müzik tüm sesleri şekillendiriverir." İşte bu basit bir kuraldır, ama çoğu insan hala bunu ihlal eder
"Bir Hollandalı yönetmenden bu ülkede gördüklerini açıkça anlatmasını kimse beklememeli. Yoksa hemen ülkenin dışına atarlar. Bundan sonrası için sadece şunu söylemek istiyorum: Ya Hollanda'daki şartlar değişecek ya da ben Hollanda'yı terk etmek zorunda kalacağım" diyerek yaşadığı ülkeye meydan okuyan ve belgesel sinemanın kurucusu sayılan yönetmen Joris Ivens, Hollanda'nın dışında, Sovyet Sosyalist Cumhuriyet Birliği, Amerika, Çin, İspanya, Endonezya, Vietnam, Avustralya, Polonya, Çekoslavakya, isviçre ve Fransa'da çalışmaları yaptı.
on8 TV GELİYOR;
Okan Bayülgen’den uzun zamandır beklenen on8 tv haberi geldi;
‘Ulusal kanalların "Ailenizin televizyonu" kampanyalarından farklı, "Hedef Kişisel Medya", "Yalnızca senin için" sloganıyla geliyor.
Seyirciyi değil, takipçiyi istiyor. Bu açıdan hedef kitlesini anlamak ve saygısını kazanmak temel prensibi. Cep, tablet ve PC lerle izlemenin yalnızlaştığı ve kişiselleştirildiği bir dönemde, uyuşturmak ve fırsattan istifade reklam pompalamak yerine "Yaşamına arkadaşlık etmek" istiyor. Bu açıdan genç "Gençlik Televizyonu" . Gördüğünüz gibi hiç havalı "reklam cümlesi" kurmadan derdimi anlatabildim. Reklamcılarla konuşurken bi kaç tane sallıyorum muhakkak anlasınlar diye! Sonuçta @on8tv eski ve yeni medyayı ortak kullanan ve genç adamların yaptığı bir iş olarak, çok tedirgin edici değil mi sizce de? Bu @on8tv nin ilk basın bültenidir.’
En son sosyal medyanın tartışıldığı Habertürk’teki programda, Bayülgen, "Takipçi beğenmezse seni anında unfollow eder, edilgen TV seyircisi artık çok daha aktif ve bilinçli, kendi tercihlerini yapan bir takipçiye dönüştü" demişti.
Kesinlikle katılıyorum, artık bunun farkında olup farkındalık yaratanların zamanı geliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder