18 Eylül 2011 Pazar

Pascal Nouma sunucu oldu


Son olarak Survivor yarışması ile ekrana gelen ve büyük hayran kitlesine sahip Pascal Nouma artık yarışmacı değil sunucu ve yapımcı olarak karşımıza çıkıyor.
Demsa Group şirketinin sahibi Demet Sabancı Çetindoğan, Fashion TV Türkiye’den sonra World Travel Channel ile medya sektöründe yer almaya devam ediyor. Nouma da kanalın transferlerinden.
Pascal Nouma World Travel Channel’da 17 Eylül Cumartesi 21.30’da Day By Night adlı programında ilk olarak Saba Tümer’i ağırladı.
Saba Tümer ile Pascal Nouma, Çeşme’de gerçekleştirilen çekimlerde çok özel sohbetler gerçekleştirdi. Saba Tümer sabah kuşağına transfer olduktan sonra artık kahkahalarını sabahları duymaya başladık ilk duyduğumda bu fikir pek sıcak gelmese de şu an Tümer’in iyi gittiğini düşünüyorum. Nouma, İlerleyen programlarda ise Sertab Erener, Mehmet Ali Erbil gibi isimleri popüler şehirlerin popüler adreslerinde ağırlayacak.
Nouma’nın diğer programının adı ise Futbol Şöleni
Futbol Şöleni’nin ilk olarak Dinamo Kiev- Beşiktaş maçında çekimleri yapılacak, maçtan sohbetler, Rusya’nın tarihi mekanları ve gece hayatından görüntülerle karşımızda olacak.

Doktorlardan sonra, yeni sezon artık başlıyor



İnternetteki sosyal ortamlarda, facebook ve daha da çok twitterda televizyon dünyasıyla ilgili en çok konuşulan konu Show TV ve Doktorlar dizisi. Herkes şikayetçi.

Malumunuz kanal bir süredir dizi tekrarının dozunu kaçırdı, hatta yeniden ilk bölümünden itibaren başladı. Bu aslında çoğunluğun eleştirdiği bir durum olurken, çoğunluğun izlemesi de garip oluyor, peki kim izliyor orası muamma… Cennet Mahallesi de artık bıkkınlık yarattı izleyicide.

Show TV artık günde en azından bir kez yayınlamalı diziyi, bu marka değerine de zarar veren bir durum. Ancak kanalın yeni yayın dönemine girmesi de diğer kanallardan biraz daha geç olduğu için bu yola gitmiş olsalar gerek. Yani artık Show TV’de de yeni yayın dönemi tam anlamıyla başlayacak.

***

*Saba Tümer, yeni sabah programıyla başladı. Gayet başarılı zaten sempatik bir insan, izleyici onu PT2’de görmeye alıştı, sabah kuşağına alışması için zaman gerekli. Programın dekorunu biraz yadırgadım daha çok talk-show dekoru gibi.

*Muhteşem Yüzyıl merakla beklenen yeni bölümü bugün, diziye yeni girecek oyuncular da merak uyandırıcı; Mehmet Günsür, Burak Özçivit… Bu isimler de Kıvanç Tatlıtuğ gibi yakışıklılıklarıyla büyük hayran kitlesine sahip. Haklarını yememeli üçü de başarılı ve iyi oyuncular.

Kuzey- Güney, Muhteşem Yüzyılla yarışır demiştim aynı düşüncedeyim hala, her iki kategoride birinci olmaktan ziyade, Total ve AB’de birincilik için yarışacaklar gibi daha çok.

*Pazartesi günü ise başrollerinde Nurgül Yeşilçay ve Murat Han’ın olduğu Sensiz Olmaz dizisi başladı. Hikaye çok klasik, Aliye ve Binbir Gece dizilerinin kombinasyonu yapılmış.

Boşanmış bir ailenin çocuğu, baba çocuğu almak ister, anne- baba sürekli çatışırlar, arada kalan çocuk ise hastalığa yakalanır…

Arka Sokaklar, Al Yazmalım, Yer Gök Aşk, Yalancı Bahar gibi dizilerle aynı anda yayınlandığından rakipleri de güçlü. Bugünde devam ederse reytingleri vasat gidecektir. Show TV bu dizinin gününü tekrar düşünmeli.

*Adını Feriha Koydum ise geçen seneki istikrarıyla devam edecektir. 1.liği kaptırmaz gibi geliyor. Dizinin tutmasında Çağatay Ulusoy seçimi çok etkili, hem yakışıklı hem de yeni bir yüz.

*İki usta oyuncu Filiz Akın ve Halil Ergün’ün bir araya geldiği Gün Akşam Oldu dizisi ise bir aile hikayesi. Yıllar sonra Filiz Akın’ı ikna eden bu proje merak etmemiz için başlıca sebep.

*Engin Altan Düzyatan’ın sunduğu Canlı Para ilk başladığında daha dikkat çekiciydi, programda yavaş yavaş bir ivme kaybı söz konusu. Belediye otobüslerinde tam bilet ne kadardır sorusuna mesela izleyici 1.75 olarak cevap veriyor ama cevap 1.65 TL çıkıyor, çünkü 11 Hazirandan önce çekilmiş program. 11 Hazirandan itibaren zam yapılmıştı. Canlı yayından vazgeçilmesi en büyük hata, izleyici her zaman canlı bir yayını daha fazla izleme tercihinde bulunur.

*Yetenek Sizsiniz ise 17 Eylül Cumartesi günü başlıyor. O da reytinglerde iyi olacaktır eskisi gibi. Yeni bir format olan ‘O Ses’ de yetenekli yarışmacıları ve jürisiyle dikkat çekecek.

Acun Ilıcalı bizi çok özel yeteneklerin beklediğini açıklamıştı. Hatta Hollanda’dan gelen format yetkilileri bile şaşkınlıkla izlemiş.

***Show TV’de Doktorlar görmekten bıkan, şikayetçi olan izleyicilerle; bu gelişmeleri paylaştım, karar sizin!

11 Eylül 2011 Pazar

Kuzey-Güney, Muhteşem Yüzyıl yarışır


Muhteşem Yüzyıl 23.bölüm izle
Merakla beklenen Kuzey-Güney dizisi çarşamba akşamı Kanal D ekranında başladı. Bu diziyi ilk Orhan Pamuk’un Cevdet Bey ve Oğulları dizi oluyor diye yazmıştım ancak dizinin ismi değişmişti. Gördük ki dizinin sadece ismi değil senaryosu tamamen değişmiş.


Roman sadece çıkış noktası olarak ele alınmış, tek belirgin aynılık zıt yapılı iki erkek kardeşin ve otoriter bir babalarının oluşu, kardeşlerin sınıf atlama meraklısı olmaları diyebilirim.

Hem Kuzey’de hem Güney’de varoluşsan ciddi bir sıkıntı var, aslında her ikisi de içinde bulundukları durumdan bir an önce tabiri caiz sıyrılma telaşında, aşık oldukları kız Cemre’nin de onlardan kalır yanı yok. Burjuvazi özentiliği kesinlikle var hikayede.


Dizi reji olarak başarılı, yönetmen son zamanlarda beğendiğimi “Kaybedenler Kulübü” adlı deneysel filmin senaristliğini ve “Aşk ve Ceza” dizisinin yönetmenliğini yapan Mehmet Ada Öztekin.


Senaryo konusunda ise daha güçlü olabilir diyorum, çatışma daha güçlü olmalı.
İlk bölümde çok fazla flash-back yer almasından rahatsız oldum. Kıvanç Tatlıtuğ’un özellikle artık yakışıklılığından öte oyunculuk yeteneği konuşulmalı, kendini çok geliştirmiş. Recep İvedik taklidi yapması ise karakterin sosyo-kültürel yapısını göstermiyor mu?


Yeni bir isim olan Öykü Karayel ise biraz silik geldi. Dizi meydane çıkınca en çok  konuşulan konu haftaya başlayacak Muhteşem Yüzyıl ile yarışı oldu. Dizinin çok iyi bir alternatif olup kendi kitlesini hızla oluşturacağını düşünüyorum.


Şimdi bununla  ilgili bir soru sorup cavaplayayım; Kanal D yönetimi sizce Kuzey- Güney’in yayın gününü Çarşamba olarak belirlerken karşısında Muhteşem Yüzyıl’ın olduğunu düşünmemiş olabilir mi? Cevap asla…


Eminim ki uzun ince yollardan planlardan, aynı gün diğer kanallardaki rakiplerle kıyaslamalardan sonra en uygun gün olarak çarşambaya karar verilmiştir.


Konuşulanların aksine Kanal D dizinin gününü bence değiştirmeyecektir ve Kuzey- Güney’in Muhteşem Yüzyıl ile AB ve Total 1.lik yarışı yapacağını düşünüyorum, örneğin Muhteşem Yüzyıl Totalde 1. olurken Kuzey- Güney ABde 1. olabilir. Zaman zaman ise her ik dizi de hem AB hem totalde 1. de olacaktır. Kuzey- Güney, Muhteşem Yüzyıl karşısında tutunur mu diye düşünmek yanlış olur, tutanacağı şimdiden aşikar oldu.


Ece Yörenç ve Melek Gençoğlu her senaryolarıyla reyting rekorları kıran dizi senaryoları yazmayı başarıyor, bunu da göz öünde bulundurmalıyız.
Daha önce paylaştığım formül uygulanmış önünde engel yok kısacası…


Şimdi reyting garantili dizi çıkarma formülü şöyle oluyordu;


İyi bir roman + Ece Yörenç ve Melek Gençoğlu + popüler birkaç isimden oluşan iyi bir cast = Reyting



Daha gelişmiş versiyonu;
İyi bir roman (ama büyük ölçüde romana sadık kalınacak ya da o roman çıkış noktası alınacak) + Ece Yörenç ve Melek Gençoğlu (uyarlama konusunda çok başarılılar, alternatifleri yok denebilir) + Kıvanç Tatlıtuğ (veyahut Kenan İmirzalıoğlu kadın oyuncularda Beren Saat ya da Tuba Büyüküstün; başroldeki isim reyting garantiliyse yanına yeni, merak uyandıracak bir yetenek konması doğru, örn; Öykü Karayel)+ Toygar Işıklı( dizi müziği çok önemli özellikle kendisi reyting garantili beste konusunda uzman)ya da Kıraç ama şu an Toygar Işıklı daha popüler ve başarılı+ bunların hepsini bir araya getirecek iyi bir yapım şirketi (Ay Yapım ) = Reyting

'Öyle bir geçer zaman ki' de zaman atladı



"Öyle Bir Geçer Zaman ki" dizisi yeni sezona merak edilen soruların cevaplarıyla giriş yaptı. Bu giriş biraz sessiz ve yavaş bir giriş oldu diyebilirim. İzleyicilerin beklediği soruların cevaplanması üzerineydi. Balıkçı öldü mü? Ali Kaptan yaşıyor mu? Babaanne hapse girdi mi? Son bölüm şu sözlerle bitmişti; ‘Her son yeni bir başlangıçtır çünkü en karanlık sonlarda bile hayatı devam ettirecek bir tohum vardır’… İşte bu nedenle Cemile ve çocuklarının hayatındaki başlangıçlar neler olacak sorusu zihinlerdeydi.

Yeni bölüm öncesi en çok konuşulan ise Osman’ın okula başlayacak ve aşık olacak olmasıydı. Açıkçası öğretmeninin derste Türkiye’nin coğrafi bölgeleri kaç tanedir sorusunu çok garipsedim. Daha ilkokul 1.sınıftaki bir çocuğa sorulacak türden değildi. Ben 1.sınıftayken fasulyeler vardı, abaküsler, fişler okumayı sökmeye çalışırdık bir sonraki aşamada ise Cin Ali serileri gelirdi.

1.sınıf müfredatında böyle bir konu olamaz, ufak bir mantık hatası diyelim…

Hikayede zaman atlaması yapıldı. Zaman atlaması yapmak daha da emek gerektiren bir durumdur. Karakterlerin her şeyi değişmek zorundadır, mekanlar çekilen yeni döneme uygun hale getirilmelidir. En önemlisi ise eski hikayenin yeni hikayeye adapte edilebilmesidir.

Zamanda 70'lere geçilmiş. Kostümler, saçlar, makyajlar, karakterler de bu doğrultuda değişmiş.

Sezonun yeni bölümünde de gerçekten çok başarılı bir prodüksiyon ve sanat yönetimi gördüm, yeniden yapılan dekorlar özellikle çok iyiydi. Oyuncuların başarısı ise zaten ortada artık…Yeni sezonun ilk bölümü verilmesi gereken cevaplardan ötürü ağırdı ama gelecek bölümlerde bizleri yine aynı hızda bir dizi bekleyecek.

Öyle bir geçer zaman ki’den bahsetmişken izleyici algısının oynanması durumuna önemli bir örnek daha vereyim;

Dizide Cemile karakterini canlandıran Ayça Bingöl’e sokakta Cemile diye sesleniliyormuş, işte yine sakındığım bir tehlike. Diziler lütfen bölüm bitince bitsin, hayatımızın merkezine koymayalım, bütün izlediklerimizin kurmaca olduğunun farkında olalım ve canlandırılan karakterlerin sadece canlandırılmış karakterler olduğunu gerçekte olmadığını, oyuncuların ise birer oyuncu olduğunu ve kendi gerçek kimliklerinin olduğunu unutmayalım!

İzleyicinin algısıyla oynamayın!


Bugün, 5 Eylül Pazartesi itibariyle ekranlarımızda yeni yayın dönemi artık başlıyor. 


Vee yeni dizilerle birlikte ekranlarımıza yeni ya da zaten tanıdığımız oyuncuların canlandıracağı yeni karakterler konuk olacak. Sadece konuk olacak, kalın kalın altını çizmek istiyorum çünkü dizi bittiğinde izleyiciler bunun sadece bir kurmaca olduğunun bilincinde olmalı, katharsis de diziyle birlikte bitmeli. Malum Kurtlar Vadisi’nde Oktay Kaynarca’nın canlandırdığı Çakır karakteri dizide ölünce izleyicilerden cenaze namazı kılanlar olmuştu. Doktorlar dizisinde rol olan şarkıcı Kutsi’ye ise dizinin çekildiği hastaneye ameliyat olmak için gelenler dahi vardı.


Medyada yer almış birtakım örnekler üzerinden konuyu açayım;
Mukaddes Yenge ilk kez kızıyla
Tefo'nun yeni dizisi belli oldu!
Geçen sezon Ezel dizisi ile geniş çevrelere ismini duyuran Sarp Akkaya'nın yeni dizisi belli oldu…
Aslında atılması gereken başlık haberin içinde yer alıyor. Tefo, Sarp Akkaya’nın Ezel dizisinde canlandırdığı karakterin adıdır.


Issız adam da Muhteşem Yüzyıl'da!


Issız Adam filmiyle gönüllere taht kuran Cemal Hünal da Muhteşem Yüzyıl'da rol aldı...
 Bu da sinemadaki bir karakterden örnek, yine algıyla oynayan yanlış bir başlık.


Ali kaptan Cano'suyla el ele!

Öyle Bir Geçer Zaman Ki'nin Ali Kaptan'ı Erkan Petekkaya oğlu ve eşiyle alışverişte görüntülendi.
Ali Kaptan ise Erkan Petekkaya’nın sadece canlandırdığı karakter…Oysa o Erkan Petekkaya olarak gerçek hayatta ve eşiyle, oğluyla yan yana


Hürrem Sultan görmesin'

Muhteşem Yüzyıl’ dizisinde Hürrem Sultan’ın eski nişanlısı Leo karakterini canlandıran Seçkin Özdemir, sevgilisiyle yakalandı.


Pargalı attan düştü, sevgilisi Hande Soral fenalık geçirdi!

Hande Soral, Okan Yalabık'ın attan düştüğü haberini duyunca panikledi.
Bu başlık ise gerçek ile kurmacanın karıştığı farkının ortadan kalktığı başlık tipi, en tehlikelisi.


Mukkades yenge sinir küpü!

Ekranların 'kötü yengesi' Esra Dermancıoğlu, kızıyla görüntü vermemek için gazetecilerden kaçmayı denedi.
Fatmagül’ün Suçu Ne dizisinde yenge karakteriyle parlayan Esra Dermancıoğlu yine kendi hayatında kendi kızıyla birlikte görüntülenmiş.
Bu örnekler bitmez o kadar çok ki…
Sonuç olarak bence televizyon dizileri ve onlarla ilgili yapılan haberler konusunda en çok dikkat edilmesi gereken nokta budur. Diziler ve karakterleri ile ilgili yapılan haberlerde son derece dikkatli olunmalı aksi halde izleyicileri büyük bir tehlike bekliyor. Gerçek ile kurmacanın sınırı çizilmeli. İzleyicinin gerçeklik algısıyla oynayan haberlere dikkat edilmeli, daha çok okunması için atılan başlıklar titizlikle düşünülmeli, unutmayalım hepimiz sorumluyuz!...

4 Eylül 2011 Pazar

Bizim de artık Spartacus’lerimiz var!


Geçen gün haberleri izliyorum, gladyatörler görüyorum çalışma halindeler…
yoksa bizim yapımcılarımız dünyaca ünlü dizi, Cnbc-e’de de sansürlü yayınlanan Spartacus’ün de mi uyarlamasını yapıyor acaba dedim…
Yok artık demeyin, televizyonda her an her şey olabilir…
Baktım baktım tam da gladyatöre benzemiyorlar, hani junior gladyatör kıvamındalar,
buradan ne çıkar beklersiniz…

Haberi izledikçe öğreniyorum ki, Spartacus’le ilgili bir durum ama dizi değil bir gösteri imiş…
Roma döneminde bir gladyatör okuluna satılan Trakyalı köle Spartacus'ün hikayesini anlatmak için, Antalya'nın Serik İlçesi Aspendos Antik Tiyatrosu yakınlarında açılan gladyatör arenasında junior gladyatörler ciddi bir çalışma halinde imişler. Açıkçası ortada ciddi bir prodüksiyon var.

Hatta gazeteye gladyatör ilanı verilmiş, böylesini daha önce görmedik… ilan şöyle; Antalya'nın Serik ilçesinde, Roma dönemindeki gladyatörlerin arenada gerçekleştirdiği dövüşlerin yeniden canlandırılması için, maaş, prim, SGK, barınma şartları sağlanmak koşuluyla gladyatör adayları aranıyor.


Bu ilanı gören ambulans şoföründen, emlakçıya, güvenlik görevlisinden, pehlivana kadar birçok kişi başvurmuş. İlanı görenlerin hemen kafasında bir Spartacus ampulü yandığından eminim. Televizyonda, sinemada izlenen karakterlerle katharsis yaşanıyor ve artık bunun katharsisin ötesine geçip vücut bulacak olma düşüncesi ilanı okuyanları hemen anlık mutlu etmiştir.

22 yaşındaki bilişimci Spartak Laçugin, gazetede gördüğü bu ilanla seçmelere katıldığına değinerek, "İlanda, 'Gladyatör adayları aranıyor' yazıyordu, öyle geldim. Çok ilginç geldi. İlk başta seçmeleri geçemedim. Zayıftım. Sonra hırs yaptım 2 ayda 10 kilo aldım. Seçmelere geldim ve kabul edildim. Çok heyecanlı. Benim adım da Spartak. Acayip duygular içindeyim arenaya çıkınca kendini kaybediyor insan, istemeden karşındaki yaralayabiliyorsun" şeklinde konuşuyor. Buradan Spartacus hayranlığını görüyoruz.
Hatta bir ambulans şoförü imkanları duyunca işini bırakmış, tek tip hayattan da sıkıldığını belirtiyor. Bundan sonra mesela ne iş yapıyorsun dediklerinde gladyatörüm cevabı eğlenceli ve sıradışı olacaktır o halde.

Spartacus deyince dizinin tersine benim aklıma ilk olarak, Stanley Kubrick’in 1960 yılında çektiği Oscar ödüllü Spartacus filmi gelir. Filmin I’m Spartacus, sahnesi ise hala hafızamdadır. Spartacus direnişin ve inancın arkasında durmanın simgesidir. Spartacus’ü Michael Douglas’ın babası Kirk Douglas başarıyla canlandırır ve dizi versiyonundaki erotik sahneler yoktur, diziyle asla karşılaştırılamaz. Filmi de izlememiş olanlar için bir tavsiye olarak sunayım.
 

Bizim gladyöterlere dönecek olursaaak…
Aspendos Gladyatör Arena Konsept Danışmanı Mehmet Bıcıoğlu, 6 yıl önce Ankara'daki bir kitapevindeki dergide gladyatörlerle ilgili bir yazı okumasının ardından, bu fikrin aklında oluşmaya başladığını söylüyor.
Bence dünyada büyük ilgi gören Spartacus dizisinin de çalışmaların hızlanmasında önemi vardır ve onun sayesinde de bu gösteri büyük ilgi görecektir.

Acun Ilıcalı yeni dönemde neler yapacak?

Reyting ustası Acun Ilıcalı, Bloomberg HT'de 'Kenan Erçetingöz'le 60 Dakika' programına konuk oldu. Benim de merak ettiğim birçok soru yanıt bulmuş oldu.



En son Şükrü Saraçoğlu Stadı’ndaki locasını iki yıllığına daha kiralayarak Fenerbahçe’ye destek olduğu ile ilgili haberle gündeme gelen Ilıcalı; UEFA, yeni projeleri ve birçok şey hakkında açıklamalarda bulundu.

Ilıcalı, "Her kulübün başına gelebilecek bu günlerde taraftarın tutumu, birlik ve beraberlik içinde olmasından dolayı Fenerbahçe taraftarlarıyla bir kez daha gurur duydum. Yönetimin alacağı tüm kararlara saygılıyım, Aziz Yıldırım'ın cezaevinde olmasına çok üzülüyorum, kendisiyle ceza evinde görüştüm" dedi. Çıkarılan yasaların saçma olsa da uyulması gerektiğini söyleyen Ilıcalı, "UEFA'nın saçmalaması normal. UEFA'yı gözde çok büyütmemek lazım. Bunlar da sonuçta belli kapasitede adamlar. Ben kafamda UEFA'daki adamları belli bir konuma oturtmuyorum ki, saçma kararlar vermesi de bana mantıksız gelmiyor. Fenerbahçe'yi Şampiyonlar Ligi'ne almaması da saçma bir karar." diye ekledi.

Futbolun bir oyun olduğu ve bu oyunun sorunlarının kendi kuralları içinde çözülmesi gerektiği görüşünü ise çok farklı buldum.


O Ses’in jürisinde Hülya Avşar da var

Ilıcalı, O Ses yarışmasında yer alacak son jüri üyesinin ise Hülya Avşar olduğunu açıkladı. Daha önce belirlenmiş diğer jüri üyeleri ise Hadise, Mustafa Sandal ve Murat Boz.

Bu sene Acun Iıcalı karşımıza 3 projeyle çıkacak, Yetenek Sizsiniz, O Ses ve Yok Böyle Dans. Ayrıca Yetenek Sizsiniz’de finale kalan yeteneğiyle herkesi hayretler içinde bırakan Aref’e de şov yapma ihtimali varmış ki bu fikrin iyi reyting alacağı şimdiden belli bence.

Yetenek Sizsiniz’de ise Ali Taran’ın yerine Sergen Yalçın olacak. Ilıcalı, ‘Ali Taran’ın jüride olmamasının Hülya Avşar ile hiçbir ilgisi yok. Hülya, işiyle özel hayatını karıştırmayan ender insanlardan’ diyerek çıkan haberleri  de yalanladı.


Yok Böyle Dans’ın muhtemel kadrosu nasıl?

Kadroda öncelikle Nihat Doğan yok. Ilıcalı, Nihat’la hiçbir projesinin olmadığını söyleyerek Nihat’la dalga geçenlere acıyarak baktığını belirtti.

Muhtemel kadro ise şöyle; Özge Ulusoy, Helin Avşar, Nez, Aşkın Nur Yengi, Hakan Peker. Veee çok ünlü bir profesörün de olma ihtimali bulunuyormuş merakla bekliyoruz.  Sanırım en çok konuşulan isim ünlü profesör olacak, benim tahminim Orhan Kural’dan yana, uygun olabilir diye düşünüyorum.

Jüride ise Asena, Tan Sağtürk ve Ilıcalı kesin, Sait Sökmen ise muhtemel. Jüri sanki değişiklik istiyor Tan Sağtürk olmasın mesela artık. Tan Sağtürk- Asena birlikteliği, Huysuz’un dans yarışmasından miras gibi geliyor bana.

Programın sunucusu ise en son yarışmada yarışmacı olarak karşımıza çıkan Burcu Esmersoy. Acun Ilıcalı ayrıca; ‘Özge Ulusoy’a, Burcu Esmesoy’a, başkalarına katkım olduysa mutlu olurum, insanlara katkı sağlamaktan mutlu oluyorum’ dedi


Taner ile Meter’in programı ne olacak?

Bu konuda ise; Taner’i ünlü birinin getirdiği sorumlulukla yaşar mı bakıyorum, Acun Medya’nın çalıştığı biri abuk sabuk çalışamaz diye açıklayarak ya istediğini yaparsın ya da bizimle olacak sandikkat edersin dedim, şu an onu deniyorum diye belirtti. Daha önce de Davranış Bilimleri Uzmanı Aşkım Kapışmak’ın Taner ile ilgili tehlikeyi belirten görüşlerine yer vermiştim. Ben de kesinlikle katılıyorum. Taner ne kadar gözlense, beklense şu an şöhretin sorumluluğunu taşıyabilecek biri değil, bu proje bir risktir ve göze alınmamalıdır.


’Reytingten çok iyi anlıyorum’

Reytingten çok iyi anlıyorum diyen Ilıcalı’nın bu konuda mütevazı olması gereksiz, bu bir gerçek. Ancak ben reytingten çok iyi anlıyorum ama reyting için bir şey yapmıyorum, o nedenle Pascal’ı yarışmadan eledim, reytingin böylesini istemem, benden başka da hiçbir yapımcı bunu yapmazdı demesine kocaman alkışlar. Ancak tek eleştirdiğim konu diskalifiye olan bir yarışmacı olarak Pascal Survivor ile ilgili yorum yapılan programlarda ortamlarda olmamalıydı. Örneğin BBG evinden biri diskalifiye olduğunda bir daha kimse adını bile anmıyordu. Pascal ünlü olduğu için bu uygulanamamış olabilir.