31 Aralık 2011 Cumartesi

Türkiye’nin ‘en şık’ kadını seçildi

Aylardır Show TV’de süren Bugün Ne Giysem Yarışması’nda dün canlı yayınla final yapıldı.

Şov açısından tam anlamıyla başarılı bir final gecesi oldu. Türkiye’nin ‘en şık’ kadını Yasemin Meler oldu.

Sema Öztürk sunucu olarak tutuktu, Yüksel Aytuğ’u dekolte yorumlarken görünce şaşırdım açıkçası.

Yarışmanın başında jürilerden biri olan Nur Yerlitaş, kendinden izinsiz taklidinin yapılmasından rahatsız olup yarışmadan ayrılmıştı. Yerine gelen Barbaros Şansal da fazla bilgili ve sivri olduğu için sevilmedi. O da ayrıldı, geçici süreyle ünlü isimler geldi ancak Nur Yerlitaş, Caner Erdem’le barıştı ve final gecesinde tekrar jüri üyesi olarak yer aldı. Sanırım Yerlitaş’ın gitmesine ekip sonradan yaşadıkları deneyimlerden sonra pişman oldular, çünkü baktığımız zaman en uyumlu üye diyebiliriz. Bu nedenle devam eder gibi geliyor.

Program şovlar açısından güzeldi, Hande Yener’in sahne alması ve daha birçok detay iyi düşünülmüştü. Televizyonculuğun şov kısmına yakıştı.

Artık resmi güzellik yarışmalarına gerek yok anlaşılan her kanal kendi yarışmasını yapabilir bundan sonra.

Yarışmada aklımda kalan, daha önce de yazmıştım; Ahmet Hakan’ın sözüyle Türban” artık, renksiz, cazibesiz, ışıltısız bir hayatın başat unsuru olmaktan çıktı sözüyle…

Türkiye’nin en şık kadınını seçme amacı olan bir programda türbanlı bir yarışmacı moda tasarımcısı Betül Sinem Sezgin idi, önce finale kaldı, sonra da Türkiye’nin ‘en şık’ 2. kadını seçildi, akılda kalanlardan ve sözün ispatı oldu.

Ama benim en çok aklımda kalan aday adaylarından Nil Çiftçi idi, elbise alabilmek için koltuklarını satmıştı ve kocasının onu boşadığını "Kocam yarışmaya katılmamı istemedi. Bu yüzden de bana burada giyeceğim elbiseyi almak için para vermedi. Ben de evdeki koltukları satıp bu elbiseyi aldım’ sözleriyle anlatmıştı. Ben de bunu tam bir akıl, bilinç tutulması olarak yorumlamıştım.

Ben bu tür yarışmalara katılanları hayretle izliyorum, idealin ne deseler, televizyondaki yarışmada Türkiye’nin en şık kadını olmak, daha çok botox yaptırmak, bilmem ne marka çanta, ayakkabı satın almak mı diyorlar demiştim hala da öyle düşünüyorum.

Yani yarışmacılar bütün bunların bir şov olduğunun farkında olsunlar ve şovun bir parçası olduklarını unutmadan yarışsınlar, televizyon yarışmalarını kader değiştirici olarak görmesinler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder