28 Ocak 2012 Cumartesi

Bu sene en çok konuşulacak dizi

Okan Bayülgen’in 90’lar gecesinden sonra dün başlayan Seksenler dizisi ile de 80’lere döndük. Tanıtımlarından büyük beklentiyle beklediğim dizinin ilk bölümününün beklentimin altında kaldığını söyleyeyim.
Öncelikle dizinin günümüzden 80’lere flashbackle başlamasını yadırgadım, ilk sahne 80’lerden vurucu bir planla olmalıydı, dizide hiç günümüz yer almamalı, flashback olmamalı. İlk sahnede anne ve babanın, çocukların yaşlılığı makyajı saçı o kadar eğreti duruyordu ki…
Salt 80’leri anlatmak bence daha etkili olacaktır, günümüzle kıyas yapmaksızın… izleyiciye bırakılmalı, dizide en azından 2 sezon geçtikten sonra zaman atlaması yapılabilir.
Gözüme en çok batan ise anne rolündeki Özlem Türkad. Personası uygun değil role, anne olarak genç kalıyor çünkü neredeyse evlatlarıyla aynı yaşta. Ancak cast genel olarak başarılı, Şoray Uzun’u ekranlar özlemiş çok, Kaygısızlar dizisindeki Kültigin rolü hala aklıma geldiğinde güldürür.
Ayşe Tolga’nın dönüşüne de sevindim. Diğer batan nokta ise oyuncuların saçlarının doğal olmayışı. Şoray Uzun ve Yasemin Çonka’da özellikle ben bu vücuda ait değilim diye bağırıyor.
Dizi dediğim gibi hiç flash-forward yapmamalı, oyuncular da kendi doğal saçlarıyla oynamalı.
Bir Flash-back bir flash-forward adaptasyon sorunu yaratır izleyicide.
Sanat yönetimi genel anlamda başarılı. Her sit-comda olduğu gibi gülme efektleri bizim izleyicimizi rahatsız ediyor çünkü suni duruyor. Dünyada yapılan sit-comlarda platoda izleyiciler kendilerine ayrılan tribünde çekimi izlerken, izleyicilerin doğal kahkahaları da kayda giriyor.
Müzik kullanımlarını beğendim ama biraz fazla, dozu kaçmış gibi, geçişlerde eski Türk filmlerinden insertler çok hoş.
Diziye müzik kullanımı konusunda twitterda yapılan eleştiriler önemli;
PopDedik Murat Meriç
*1980′de ilk albümünü yapmış bir şarkıcının, 83′te yayımlanan albümünde yer alan şarkısının o dönemde radyoda çalıyor olması mucize!
*Bahsettiğim şarkıcı Ümit Besen, şarkı “Okul Yolunda”. Sadece 1979′da değil, hiçbir zaman TRT radyosunda yayınlanamadı, o da ayrı sorun!
*”Seksenler” diye 70′lerin şarkılarını doldurmuşlar fona! Anladığım kadarıyla o dönem de bir “nostalji fırtınası” esiyormuş :)
olcaytanberken Olcay Tanberken
*Bir Allahın kulu da çıkıp “iyi hoş da abi o çalan müzikler #seksenler değil ki?” dememiş mi yönetmene/senariste?
yavuzhakantok Yavuz Hakan Tok
*Şarkılar dizideki olayların yaşandığı 1979 yılına ait değildi. Plak dükkanının vitrininde asılı afişler de öyle.
80’ler dizisi bize kaybettiğimiz insani değerleri yeni nesillere tekrar kazandırmak amacıyla geçmişe yapılmış eğlenceli bir yolculuk olacak. 80’ler dizisi o yılları yaşamış olanlar kadar yaşamamış olan gençlerin ve çocukların da ilgisini çekecek . Bir çocuk sobayı, merdaneli makineyi, pul yapıştırıp yolladığımız mektupları, anket defterlerini, siyah önlükleri, kolalı yakaları, sokaklarda koşturarak sürdüğümüz telli arabaları, misket dolu torbaları ilk defa bu dizide görecekler diyen Mint Yapım yine iyi bir fikirle sit-com yollarına çıkmış. İlerleyen bölümler daha iyi olacak gibi geliyor.
SBT ölçümüne göre AB kategorisinde “Öyle Bir Geçer Zaman Ki” den sonra 2. , totalde ise 4.olarak; daha kendinden çok bahsettirecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder