11 Ocak 2012 Çarşamba

Leyla ile Mecnun'dan TRT güzellemesi

Leyla ile Mecnun için yok böyle fantastik, hayal gücünün sınırlarıyla böyle zekice oynayabilen dizi demek istiyorum. Nasıl ki Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi bir polisiye-dram olarak televizyon tarihimizde bir devrimse Leyla İle Mecnun zaten benzeri olmayan türünde ekranlarımız için avant-garde bir yapım.

Televizyon ekranlarımızda her ne kadar güzel deneysellikler yer alamasa da, ya da alsa da uzun ömürlü olmaz ama bu Leyla İle Mecnun için geçerli değil. Büyük bir kitlesi var ve zeki senaryo kurgusu, rejisi ve oyunculuklarıyla dizi tarihimiz için bir şölen diyebilirim.

Her ne kadar bazı aksiliklerden dolayı dizi yoluna Leyla’sız devam etse de diziye bu sezon dahil olan Zeynep Çamcı, Müge Boz ve Berk Sarıbay’ın katılımıyla tam gaz eski bölümlerini aratmadan devam ediyor.

En son bölümünde konu elektrik faturalarından kesilen TRT payı oldu.

Erdal Bakkal, eve gelen yüksek elektrik faturası karşısında şoka uğradı.TRT payı ne ya %2 mi yuh arkadaş ya ben TRT izlemiyorum ki ya ben seyretmiyorum arkadaş TRT vermem ben diye hayıflanırken…

Mecnun'un babası da "Git o zaman şikayet et" deyince Erdal Bakkal TRT binasına şikayete gidiyor.

2.kata çıkan Erdal Bakkal tek tek odaları girmeye başlıyor.

İlk karşılaştığı bir toplantıda yönetici yapımcıların elini kolunu bağlamış, şöyle diyor; Burada birtakım kurallar var, bundan sonra yapacağınız dizilerde oyuncularınız lan diyemez, inek diyemez, eşek diyebilirler yeri geldiğinde at diyebilirler kunduz diyebilirler…

Bu tabii sansüre karşı olumlu bir eleştiri, TRT’nin bu konuda verdiği kararlarda eleştiriye açık olduğunu da gösteriyor. Araştırınca öğrendim ki İlk TRT Sansürü 1966 yılında başlamış yani açıldıktan yaklaşık 2 yıl sonra.

Sonra Erdal Bakkal’ı kendini TRT korosunda Vardar Ovası’na kaptırırken görüyoruz. Aslında izleyerek büyüdüğü görüntülerin içinde buluyor kendini.

Derken teknik arızaların kurtarıcısı o meşhur Necefli maşrapayı görüyor. 1974 yılından itibaren 1980'e kadar TRT'de Güne Bakış'ı sunan Can Akbel’i Erkan Yolaç ile karıştırsa da hatırlıyor ve heyecanlanıyor. Can Akbel TRT izlemeyen bilmez deyince bu kez çok eskiden izlediğini söylemeye başlıyor.

Derken günümüzden bir isim Stadyum programının sunucusu Ersin Düzen’i de bir başka spiker Ertem Şener’le karıştırıyor ama ne kadar inkar etse de TRT’yi de izlediğini ele veriyor.

Başka bir odada yaşlı bir çalışanla karşılaşma da sanırım gençleşmesi dinamikleşmesi gereken, beklenen kadroya gönderme.

Sonuç olarak şikayet edebileceği bir merciye ulaşıyor ancak buradan da anlıyoruz ki şikayet konu ne olursa olsun işlemeyen işlemeyecek olan bir mekanizma. Gelecek bölümde de Erdal Bakkal’ın hiçbir sonuca ulaşamayacağını göreceğiz bence.

Leyla ile Mecnun sonuç olarak birtakım yerinde, dozunda güzel eleştiriler ve TRT güzellemesi yapmış bulunuyor kendine has yaratıcı uslubuyla. Yani aslında TRT bir şekilde hepimizin hayatında bir yer edinmiştir bunun okuması.

Imdb sitesine göre şu an dünyada 4.sırada bulunan Leyla ile Mecnun’un kıymetini bence TRT de bilmekte.

Onur Ünlü: “Kesin karar vermemekle birlikte filmini çekmeyi düşünüyoruz. “Leyla ile Mecnun: Ölürsem Yaşayamam” gibi bir adı olacak filmin. Bir zaman fabrikasında Mecnun’un tükenen zamanın önüne geçme çabasını anlatacak… Yapacağımız kesin değil ama şiddetli niyetimiz var” şeklinde açıklama da yapmıştı.

Film çekilirse gişe başarısı şimdiden garanti.


TRT tarihçesinden;
TRT’nin tarihçesine bakarken gördüğüm birtakım önemli olayları da paylaşmak isterim;

Ankara Televizyonu deneme yayınlarına başladı. 6 Şubat 1968’de ilk televizyon oyunu “Şair Evlenmesi” canlı olarak yayınlandı.

1972 Televizyonda 12 saat süreli ilk canlı yayın yapıldı. Televizyonda reklam yayınlarına başlandı.

Televizyonda ilk kez “Bedava Dünya Gezisi” adlı yabancı dizi Türkçe seslendirildi. 1973’te yılbaşı gecesi 11 saat özel yayın yaptı. (şimdi neden artık canlı yayın bile yapılmıyor tartışılır, yakın geçmişte gördük vehameti.)

1978’de Eurovision elemelerinde yarışan “Biz” adlı şarkı Nilüfer & Grup Nazar, Danıştay kararı ile finalist oldu. (Bu da tarihten düşündürücü, enteresan bir not)
1980 Yılbaşı gecesi dansöz Nesrin Topkapı ilk kez televizyona çıktı. (bu seneki yılbaşında neredeyse dansöz görmedik, artık ekranlarda yılbaşı gecesi heyecanı da kalmadı. 2012 yılbaşı ekranının sonu oldu.)

1981 Televizyon yayını ilk kez yılbaşı gecesi renkli yapıldı.

1984 “Hanımlar Sizin İçin” adlı sabah programı başladı. (Kadın programlarının tarihçesi de epey eski 27 yıllık ancak biz hala aranılan ivmeyi yeni yeni yakalıyoruz)

1985 Yönetim Kurulu, 205 kelimenin radyo ve televizyonda kullanılmamasını öngören komisyon raporunu kabul etti. 205 kelimelik dil yasağı reklamlara da uygulanmaya başlandı. (Açıkçası bu 205 kelimeyi çok merak ettim, araştırılsa bulunur mu emin değilim)


İlk tarih dizimiz
1985 Yönetim Kurulu, “Osmancık” adlı dizinin yapılmasına karar verdi. (Yani ilk tarihi dizimiz. 1987’de yayınlanan dizide Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşu anlatılmış. Osman Gazi’yi Cihan Ünal canlandırmış. Kadro ise o kadar zengin ki, tam bir dev kadro; Meral Orhonsay, Yaşar Alptekin, Sema Yunak, Sema Çelebi, Nurhan Nur, Eşref Kolçak, Haluk Kurtoğlu, Erol Taş, Hayati Hamzaoğlu, Aliye Rona, Faruk Tınaz, Kadir Savun, Ali Şen, Orçun Sonat, Fatoş Sezer, Sümer Tilmaç, Turgut Özatay, Kuzey Vargın, Baykal Saran, Berhan Şimşek, Kazım Kartal, Yıldırım Gencer, Yusuf Sezgin, Kenan Pars, Ulvi Alacakaptan…..

Yönetmen: Yücel Çakmaklı Senaryo: Tarık Buğra, Tufan Güner
Müzik Yönetmeni: Yalçın Tura
Dizinin tarih danışmanı ise Prof. Dr. Faruk Sümer
Diziyi youtubeta izlediğimde dönemin tekniklerine göre çok çok başarılı olduğunu söylemeli. Kostüm, makyaj sanat yönetimi çok iyi. Makyaj ünlü makyaj sanatçısı Corci’ye ait. A’dan Z’ye başarılı bir prodüksiyon yapılmış 1987 yılında.

Hazır Fetih 1453 vizyona girecekken, Muhteşem Yüzyıl konuşuyorken, üstelik 1987’de bu kadar iyi bir dizi yapılabilmişken, neden tarihi diziler ve filmler konusunda bu denli geciktik, gerideyiz günlerce tartışılmalı.

1987 “Susam Sokağı” adlı çocuk dizisi için Amerikalı yapımcılar ile lisans anlaşması yapıldı. (Ve Susam Sokağı birçoğumuzun çocukluğunun kıymetlisiydi.)
1993 Tematik televizyon yayıncılığına geçildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder