31 Temmuz 2012 Salı

Görmeyi öğren, yalnız bakmak yetmez


Epeydir ‘Canımın İçi’ dizisini yazmak istiyordum ama fırsat olmadı bir türlü, gündem öne geçti.
Yeni kimliğini oluşturma oturtma çabasındaki Star TV’de televizyon dünyasına örnek olacak hareketler görüyoruz.
Örneğin en son diğer kanallara da örnek olması umuduyla ‘Sonunda Birileri Harekete Geçti’ başlığı altında, Star’da yeni başlayacak, 45 dakikalık ilk yerli drama 'Çıplak Gerçek'ten bahsetmiştim.
Ve Canımın İçi dizisi de Çıplak Gerçek ile birlikte hatta yine Star’daki Acayip Hikayeler’i de katayım, bu diziler artık dizi anlayışımızda dönüşüm yaratacak cesur hamleler.
Hem sektöre hem set çalışanlarının isyanına çözüm olacak türden cesur hamleler. Söz söylemek kolay da hatta eylem yapmak bakmak da kolay da, işte icraata dökmek zor yani bakmak yetmiyor, görüyor gibi yapmak olmuyor; görmeli.
Canımın içi çocukluğumda kaçırmadan takip ettiğim Cosby Ailesi’nin uyarlaması.
Show Tv’deki Deli Saraylı dizisinin kaldırılması ile Perran Kutman sektöre epey kırılmıştı. Ancak Canımın İçi ile dönüşü çok güzel oldu.
İtiraf edeyim acaba Bill Cosby karakterini kadın olarak uyarladığımızda nasıl olur diye bir tereddüt etmiştim. Dizide cast çok başarılı, çocuk oyuncular da, senaryo tam dozunda ilerliyor.
Bir dönem  büyük bir tutkuyla takip ettiğimiz Evimiz Hollywood’da dizisi vardı.
Keşke birileri de şöyle bu kıvamda, bir de günlük gençlik dizisi çekse, benden önermesi.
Oyun, Brecht’in “Schweyk İkinci Dünya Savaşı’nda”sını, “Arturo Ui’nin Önlenebilir Yükselişi”ni ve “Üç Kuruşluk Opera”sını derlemiş.
Ama en çok bahsetmek istediğim oyuncuya geliyorum; Perran Kutman’ın kocasını oynayan Levent Öktem.
Levent Öktem’i tiyatro sahnesinde izledim ve hayranlığımı anlatamam. Oyunun adı Rahat Yaşamaya Övgü, Tiyatro Pera tarafından sahneleniyordu.
Afife Jale ödüllü oyunun yönetmeni Nesrin Kazankaya oyunu şöyle anlatmış;
(Nesrin Kazankaya ise en son Türkan dizisinde Türkan’ın annesi rolündeydi.)
‘Tiyatro Pera’da sahnelenen her oyun, söylenmesi gerekli “söz”ün önderliğinde yeni bir estetik arayışını da birlikte getirir. Savaş, faşizm ve çarpık ahlak dayatması temaları çerçevesinde Brecht’in oyunlarından ve “Faşizm Üzerine Yazılar”ından yaptığım bir seçki, bu kez bizi kabare dünyasının ışıltılı estetiği ile buluşturdu. Müzikli, danslı, eğlenceli kabare görüntüsünün ışıltıları, vahşi kapitalist sistemin göz boyayan görünümü gibi.
Müzik, Tiyatro Pera’nın her oyununda çok önemli bir rol üstlenir. Bu kez
bir orkestra ile çıkıyoruz izleyicimizin karşısına. Müzikteki uzmanlık alanlarını, yaratıcılıkları ve uzun süreli emekleriyle tiyatro sanatıyla buluşturan, başta Ezgi Kasapoğlu olmak üzere tüm müzisyen dostlarım, tiyatromuzun varoluşunu güçlendirmekte.
Aydınlık bir dünyada, geleceği karartmadan, bedelini kimselere ödetmeyeceğimiz “rahat bir yaşam” hepimizin özlemi.’
Levent Öktem de yine Afife Jale en iyi erkek oyuncu ödülünü almıştı bu oyunla.
Oyundaki herkes o kadar şaşırtıcı derecede yetenekli ki.
Sahne ise diğer tiyatro sahnelerinden o kadar farklı ki.
Anlatılmaz yaşanır türden.
Oyun devam ediyor mu bilmiyorum ama mutlaka Tiyatro Pera’yı takiplemenizi tavsiye ediyorum.
Levent Öktem’i televizyonda görmekten o kadar mutlu oldum ki...
Bir de üstelik Perran Kutman ile birlikte.

Arturo Ui son şarkısı:
            Bu kirli, bu kanlı tarihi yazanlar / Hırsızlar, katiller ve kalpazanlar / Bu kirli bu kanlı tarihi yazanlar / Hırsızlar, katiller, kalpazanlar.
            Aramızdan çıktı bu kanlı kasap / Onu biz besledik bu nasıl hesap?
            Aç gözünü dostum / Bu böyle gitmez / Görmeyi öğren / Yalnız bakmak yetmez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder