27 Şubat 2012 Pazartesi

Uçurumun Kıyısında


Epeydir büyük beklenti yaratan Uçurum dizisi ATV’de başladı. Gerçekten de tanıtımları, dizi hakkında konuşulanlar, yazılanlar diziyle ilgili beklentiyi had safhaya çıkardı.
Ezel’in senaristlerinden Kerem Deren, öncelikle Ezel kadar beni şaşırtamadı. ‘Uçurumun Kıyısındaki Kadınlar’ İnsan ticareti ve kadın istismarını konu edinen dizi, bu cesur seçimiyle etkileyici, alkışları hak ediyor.
Cast olarak ise çok başarılı. Doğru role doğru oyuncu bulunmuş. Hikayenin kötü adamı Yaman’ı Erdal Yıldız canlandırıyor, dizilerimize yeni bir çok iyi bir kötü giriş yaptı diyebilirim. Erdal Yıldız’ın hem aksanında hem oyunculuğunda Birol Ünel havası sezdim.
Moldovalı Eva rolünde ise ülkemizde adını “Sinyora Enrica” filmiyle duyuran, yarı Balkan, yarı İtalyan oyuncu Lavinia Longhi rolünün üstesinden geliyor. Sinyora Enrica filminde Claudia Cardinale ve İsmail Hacıoğlu ile izlediğimiz Longhi’nin keşfi, İtalya’da “Sanguepazzo” filminde Monica Belluci ile olan sevişme sahnesi ile olmuştu.
Askerden döndüğünde her şeyini kaybettiğini gören ve cephede yaşadığı ağır bir travmanın yükünü taşıyan daha doğrusu taşımakta zorlanan Adem’i canlandıran Mehmet Ali Nuroğlu da rolünün hakkını veriyor.
Kötü adamın sağ kolu Nur Serter rolünde uzun zamandır başarılı bir dizide görmeyi istediğim Esra Ronabar da çok iyi bir kötü olmuş.
Selçuk Yöntem berber rolünde ve tam intihar edecekken Adem’in aslında hayatını kurtarıyor, yeni bölümlerde ikiliyi Adem’in akıl hocası olarak derin, güzel muhabbetlerde göreceğiz diye tahmin ediyorum.
***
Split-screen deneysel sinemada kullanılan bir tekniktir. Özetle, ekranı 2’den fazla bölmek…
Dizide de split-screen kullanımlarını çok beğendim.
Üç ana karakterin eş zamanlı kurgusu harikaydı. Daha başında Digiflame’e ait müthiş jeneriği etkisi altına sokuyor.
Dizideki yanlışlara gelelim; dizinin başında şöyle bir yazı var Bu dizideki tüm Moldovca sahneler Türkçe seslendirilmiştir.
Buradan ne anlıyoruz Moldovalı oyuncuları Türkçe izleyeceğiz ancak öyle olmuyor; bu seslendirme hem senkronu tutmayan hem de anlamsız bir şekilde aksanlı bir seslendirme. Moldova’da ameliyat sahnesinde bazı karakterler alt yazılı verilmeye devam ederken başrol aksanlı seslendirmesiiyle gidiyor. Tamamen düzgün bir Türkçe ile seslendirme olmalıydı.
Bizden bir Inarritu, bir Nolan çıkmayacağı düşüncem pekişti. Gözümüze sokulan Flash-backlerden çok rahatsız oldum. 3 ay önce, 2 ay kala (bu pek deneysel), 12 yıl önce, 14 yıl önce gibi. Ben Flash-back’in hiç yazmadan belirtilmeden belli belirsiz efekt geçişsiz olanını seviyorum, izleyicinin zekasını küçümsemeyelim artık hem sinemada hem dizilerde.
Yani kronolojik olmayan öykü anlatamıyoruz, zekayı zorlamıyoruz. Bizden bir Inarritu, Nolan çıkmayacağı düşüncem pekişti. İlk bölümün sonunu başta ver, basit şekilde flash-back yap sonra başladığın sahneye geri dön.
Sonuç olarak; Uçurum 2 milyon dolarlık ilk bölüm bütçesi ile dikkat çekiyor. İşlediği konuyla, gerilim- çatışma dozunun yüksekliğiyle ve müthiş castıyla vasat üstü bir yapım olarak karşımıza çıkıyor.
Satış sürecindeki ATV’nin bir süre yeni dizi yapacağını sanmıyorum, o nedenle Uçurum, Son ile birlikte kurtarıcı olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder