15 Ağustos 2013 Perşembe

Gezi Parkı direnişi, medya tanımı değişiminin de öncüsü

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Taksim Gezi Parkı'nda başlayan ve Türkiye'ye yayılan eylemlere ilişkin televizyonların yaptığı yayınlar ile ilgili cezalar verdi.

RTÜK üyelerinden Ak Partili üyeler gezi eylemlerini yayınlayan kanalların halkı galeyana getirecek yayın yaptıklarını öne sürerken, “kışkırtma” tartışması yaşandı. Ak Parti kontenjanından gelen üyeler, bu kanalları emniyetten polislerin topluca istifa ettiği, bir kişinin panzer altında kalarak yaşamını yitirdiği şeklinde gerçekdışı ve halkı kışkırtıcı haberler yaptığını savundular. Muhalefet kontenjanından gelen üyeler, bakanların, polis ve istihbaratın bu televizyon yayınlarından yararlandığını savunarak, “Maalesef Türk medyası sınıfta kaldı. Verilmesi gereken haberler verilmeyince halk sosyal medya ve yabancı basına yöneldi. Bu televizyonların öne çıkması bu nedenledir. Dolayısıyla yayınların içeriğinde yanlışlar olsa da böyle bir dönemde bu cezayı verilmesi kabul edilemez” diye konuştular.
Ancak tartışmaların sonucunda ne oldu üye sayısı fazla olan parti kazandı. Ve de Halk TV, Ulusal TV, Cem TV ve Em Tv'ye 3’e karşı 5 oyla ceza verilmesi kararı alındı.
RTÜK, üyelerini Meclis seçiyor. Meclis’te temsil edilen siyasal partilerin çoğunluğuna göre partiler adaylarını belirliyor. İktidar partisi olduğu için RTÜK’te AKP çoğunlukta. Üyelik süresi iki yıl ama, partiler o kişiyi yeniden aday göstererek, o üyenin süresini uzatabiliyor. RTÜK’te CHP iki, MHP tek üyeyle temsil ediliyor.
Hatta bir ay önce, üyelik süresi dolacak üç isim için mecliste tekrar bir oylama yapıldı.
RTÜK’ün bu cezaları vermesindeki gerekçe halkı galeyana getirmeleri... RTÜK ve RTÜK’ün kararları en çok yazdığım konulardan biri. Dolayısıyla burada da ilginç noktalar mevcut. Ne zamandan beri halkın haber alma özgürlüğünün adı halkı galeyana getirmek oldu? Çok merak ediyorum.
Evet belki yayınlarda çok fazla tekrar görüntüler yayınlandı ama izleyici bu kanallar dışında olayları başka bir yerden de takip edemedi bu da gerçek. RTÜK’ün temel görevlerinden biri de halkın ifade ve haber alma özgürlüğünü korumak ama heyhat!
RTÜK Başkanı Davut Dursun’un bahsettiği editoryal bağımsızlık içinde kara verebilme durumunu ortadan kaldıran bir madde var, bu madde haber kanallarının editoryal bağımsızlık içinde yayın yapamamalarının nedeni .Yeni RTÜK Yasası, Başbakan'a geçici yayın yasağı yetkisi tanıyor. Yasaya göre, milli güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hallerde veya kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasının kuvvetle muhtemel olduğu durumlarda Başbakan veya görevlendireceği Bakan, geçici yayın yasağı getirebiliyor.
En son ise Halk TV’ye 146 bin TL’lik bir ceza daha geldi ama bu kez kel alaka bir konu. Kanalda yayınlanan ve flulaştırılmayan sigara görüntüsünden. Ulusal yayıncılara bu denli büyük para cezası geldiğine şahit olduk bu konularda ama Halk TV uydu kanalı, ve reklam gelirleri de malum.
Halk TV’yi eleştirdiğim noktalar da çok fazla oldu. Canlı olup olmadığını anlamadığımız görüntüler oldu. Sürekli tekrarlanan görüntüler sıkıntı yarattı, ama 7/24 haber vermeye çalışmaları takdire şayan.
Kanalı eleştirdiğim başka bir nokta ise objektif olmak ise bütün derdimiz. Herkese her mitinge her konuşmaya her açıklamaya yer vermeli, bazı göndermelerden ve ironilerden kaçınmalı; sadece muhalefetin sesi olmakla da bağımsız habercilik olmaz.
***
Bu süreçte en çok eleştirilen haber kanallarından biri de NTV oldu ve Ceo’su Cem Aydın görevinden ayrıldı. Dün ise BBC Küresel Haber Dairesi Başkanı Peter Horrocks, BBC Türkçe'nin ''Dünya Gündemi'' programını yayınlamayan NTV'yle ortaklığın askıya alındığını açıkladı.
Ülkemizde bağımsız bir yayıncılık için bence belki ütopik olacak ama RTÜK de siyasetten bağımsız olmalı. Alanında yetkin tamamen bağımsız kişilerden oluşmalı.
Medyada dengeler açısından çok farklı bir dönem geçiriyoruz, hiç bu kadar köklü değişimlerin yaşandığı bir dönem olmamıştı en azından yaşım elverdiğince benim bildiğim. Hem ülkemizde medyanın tanımı değişiyor sosyal medya düzeni ağırlığını artık kesin ve net ortaya koyuyor.
Hatta yakın gelecekte televizyon bambaşka bir boyuta geçecek tamamen ve istisnasız herkesin kendi mediumu olacak. Sansür olmayacak olamayacak.
Gezi Parkı direnişi, birçok şeyi değiştiriyor, medya tanımı değişiminin de öncüsü oluyor. Çapul TV de en büyük göstergelerden.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder