15 Ağustos 2013 Perşembe

‘Önemli olan doğru projenin içinde olmak’

‘Arka Sıradakiler’ dizisi ile tanıdığımız Barış Atay, hem ekranda hem tiyatroda hem de sinemada başarılı projelerde yer alıyor. Atay, ‘Arka Sıradakiler’in TV sektörünü tanımak açısından iyi bir deneyim olduğunu vurguluyor.
Sonrasında ‘Hayat Devam Ediyor’u tercih etmenizde neler etken oldu?
Bir aktörün farklı roller oynaması gerektiğine inanıyorum. Dört sezon aynı karakteri oynadıktan sonra artık yeni bir şeyler yapma zamanı olduğunu hissettim. ‘Hayat Devam Ediyor’ dizisi de söyleyecek sözü olan bir projeydi. Benim beklentilerimle ortak eksende buluştuk ve projeye dahil oldum. 

‘Şubat’ dizisi ekranda çok ayrıksı duran iyi bir yapım. Siz ne hissediyorsunuz konuk oyuncu olarak bu dizide olmaktan?
Her şeyden önce şu ana kadar oynadığım karakterler içinde en farklı olanı. ‘Şubat’ gibi farklı bir projenin içinde farklı bir karakter oynayabilmek heyecan verici. Alışılagelmiş işlerin yanında; içinde olmaktan ayrı bir mutluluk duyduğunuz özel bir proje.

Yakın zamanda televizyonda sizi sürekli bir projede görecek miyiz?
Şu an ajansım aracılığıyla görüşmekte olduğum birkaç proje var. Henüz kesin bir şey söylemek için erken. Önemli olan bir projenin içinde olmak değil, doğru projenin içinde olmak. O yüzden sabırlı davranıp iyi bir proje seçmek gerekiyor. 

Emek Sahnesi’nde çalışmalar nasıl gidiyor? Kuruluşu nasıldı ve şu anda neler yapıyorsunuz?
Emek Sahnesi, Pınar Yıldırım’ın öncülüğünde konservatuvardan sınıf arkadaşlarımız ve Pınar’la benim öğrencilerimizin kolektif çalışmasıyla kuruldu. Kuruluşundan bu yana kolektif çalışmasına devam ediyor. Bu sezon ‘Sıkıgözetim’ ve ‘Kırmızı Yorgunları’nda oynadım. Pınar Yıldırım, ‘Kırmızı Yorgunları’yla ‘Müzikal-Komedi En İyi Kadın Oyuncu’ dalında Afife Ödülleri’nde aday gösterildi ve oyun önümüzdeki sezon devam edecek. Bunun yanında, biri müzikal iki oyun hazırlığımız var. Ekim ayında güzel bir sezon bizi bekliyor.

Twitter profilinizde “Pesimist... Agresif... Depresif...” yazmışsınız, peki televizyonda hangi sorunlara karşı böyle hissediyorsunuz? Aslında bunlar çözüm için tetikleyen hisler değil mi? Televizyonda, dizilerde düzelmesini istedikleriniz neler?
Özellikle uzun çalışma saatleri ve dizi süreleri, sigortasız ve iş güvenliği olmadan çalışma gibi önemli sorunlarımız var. Oyuncular Sendikası’nın bu konuda müthiş bir çabası da var. Ancak bütün oyuncuların bu konuda duyarlı olup seslerini yükseltmeleri, anlaşmalarını sağlıklı çalışma şartları üzerinden yapmaları gerektiğine inanıyorum. 

Öykü yazmayı seviyormuşsunuz ve bana sanki ileride bir sinema filmi senaryosu yazacakmışsınız gibi geliyor, politik bir film... Var mı böyle bir düşünceniz?
Konservatuvardan arkadaşım Caner Erdem’le beraber yazdığımız toplumsal şiddet üzerine bir uzun metraj sinema filmi senaryomuz var. Bunu hayata geçirebilmek için yapım desteği arıyoruz. Şu an üzerine çalıştığım bir hikayem var. Onu senaryo haline getirmekle uğraşıyorum. Tahminin doğru diyebilirim, çünkü politik bir yanı var bu hikayenin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder